MUTLULUK DEDİĞİN BİR DİSİPLİN İŞİ

Mutluluk dedigin bir disiplin isi.Mutlu olmaya karar vermek ve bunu hergun hatirlamak .tipki spor salonuna gitmek gibi.kimisi kayit olur hic gitmez.kimisi baslarda heveslenir gider sonra bırakır. Kimsi ara ara ugrar ama kimisi de gercekten kararli ve disiplinlidir ve iste onlar istediklerini elde.edenlerdir...

KADIN ADAMLA TANIŞMIŞ

Ve hayran olmuş ona.Ne kadar dürüst vicdanlı ve onurlu bir adam demiş. Tam aradığım gibi
Gitgide artmış hayranlığı , cok sevmis adamin icindeki saf ,hassas kucuk cocugu.


Saatlerce keyifle konuşurlarmış hiç bıkmadan
Birlikte seyahatlere çıkar farkli kültürler,yeni insanlar  görmeye,bayılırlarmış.
Çok mutlularmış.

Ama...

Her masalda olduğu gibi burda da bir ama varmış...

kadının kulağına fısıldayanlar ile adamın kulağına fısıldayanlar boş durmamış

İlk ayların heyecanı,coşkusu ile fazla seslerini duyaramayan kulağa fısıldayanlar , fırsat kolluyorlarmış...

Kadının kulağına fısıldayanlar genellikle ona hayal kırıklığı, içerleme , öfke ve karamsar hissettirmeyi seviyorlarmış .

Bu yüzden adamın kulağına fısıldayanlar ile gizli bir anlaşma yapmışlar ... Bu  anlasmaya gore adamin bilincsiz anlarini firsat bilip zihnini ele gecirip, bu duygulari besleyecek sekilde davranmasina neden olacaklarmis.Kimileri bu kulaga fısıldayanlara ego ya da şeytan da dermiş ...

Şeytan hiç durmadan konuşur konusur  insanı sersemletir ve ele geçirirmiş...Ve sonra da sanki o kişiymiş gibi davranır, konuşur, hareket edermiş. Çok uyanık olmak lazımmış ele geçmemek için...

ama kadın yeterince uyanık olamamış ve hayati boyunca biriktirdigi hayal kırıklıkları,icerlemeler ve öfkeli duyguları adama yöneltmeye başlamış...

Aradan 7 sene geçmiş... Sonra birgün öyle birşey olmuş ki kadın ya uyanacak ya da tam uykuya dalacakmış... Kadın önce uykuya dalmış, şeytanı dinlemiş genellikle yaptığı gibi...

Sonra aklına gelmiş zor zamanlarinda okurmuş kadın, okudukça zihni berraklaşırmış ve yazmaya başlamış tekrar kadin ,yazdıkça kendini daha iyi anlamış.Sonra, bir zamanlar yaptığı gibi hayallerini yazmak istemiş, farketmişki hiç hayali kalmamış .. çok şaşırmış... Hemen onu heyecanlandıracak hayaller bulmaya başlamış,,, okumuş,yazmış,dansetmiş, koşmuş,hayaller kurmuş...

Sadece kendini iyi hissetmek için...

Kızgınlığın aslında , insanın yaşamının sorumluluğunu üstlenmeyip, suçu başkalarina atmak olduğunu hatırlamış...

Şeytan inatçıymış gerçi ama kadın devam ettikçe okumaya yazmaya dansetmeye hayaller kurmaya ,
sesi kısılmaya başlamış...Kadın artık daha iyi hissediyormuş kendini..

Hatırlamış ...Ne hissedersen onu yaşarsın.

Önce olanı kabullen, durumu sen yarattın,

Düşüncelerine hissettiklerine dikkat et çünkü onlar geleceğini yaratır...

Gelecekte seni bekleyen şey, şimdiki bilinç durumuna bağlıdır...

Kadın bunları hergün hatırlamak için kendine söz vermiş...

Daha yolun başındaymış,,, ama kararliymis...

Biliyormus ki her ne zaman gercek olani unutsa hatirlamasi gereken bir sarsinti olacak hayatinda...

O yuzden soz vermis kendine...

Artik unutmayacak...

ETRAFINA SAÇTIĞIN ŞEYİ YAŞARSIN

'' Güneş sıcaktır ve etrafını ışıtır, güneş parıldar etrafı aydınlatır

Kendi etrafına bir bak bakalım, karanlık mı?

O halde itiraf et masum değilsin...''

Alıntı : Metin Hara...Aşkın İstilası..Dem..

UYAN...

Eğer,,,,

   sen ,,, iç amacını ,,,, kaderini,,, asıl işin haline getirmezsen,,,

   hayat,,,

   kafana vuraaa vuraaa   seni kendine getirir,,,


  Dünya işlerine dalmak,,, dış amacın ile ile haşır neşir olmak,,,

  düşüncende kaybolmak,,,

  başkalarını suçlamak,,,

  o kadar o kadar kolay ki,,,

 oysa ki ,,

günlük hayatını buna göre düzenlesen

günün esiri olmak yerine

önce,,, olanı sevgiyle kabul etsen,,,

her ne yarattın ise

okusan,,,hayal kursan ,,, meditasyon yapsan,,, dua etsen ,,,

şükretsen ,,, dansetsen,,,yoga yapsan,,,

ve bunları önceliğin haline getirsen,,,

değişir mi birşeyler,,,

öyleyse olsun......